7 Nisan 2020 Salı

Bir Ebola Salgını Küreselciler İçin Avantajlı Olabilir
Brandon Smith (11 Ekim 2014) - Çeviri: Sosyalist Çeviri Kolektifi
Kolektifin Notu: Bu yazıda savunulan fikirlerin bir kısmı kolektifimizin yaklaşımını yansıtmamaktadır. Yazar ABD siyaseti içerisinde hâkim olduğunu ifade ettiği ve “küreselleşmeci elitler” olarak tanımladığı bir gruba muhalefeti kendisine temel almaktadır. Öte yandan yazının 2014 tarihinde yazılmasına rağmen, bugün Koronavirüs salgını nedeniyle dünya çapında gözlemlediğimiz pek çok olaya dair geliştirdiği öngörüler tarafımızca oldukça çarpıcı bulunmuş ve Türkçe’ye kazandırılmasının önemli olduğu düşünülmüştür. Okuyucularımızın ilgisine sunarız. 



Bunu böyle kesin bir dille söylemek üzücü fakat şöyle bir evrensel gerçek var ki, bu dünyada tanıştığınız insanların çoğu esasen ve işlevsel olarak cahildir. Tam olarak aptal olmasa bile, kesin olarak cahildirler. Cehalet, zekâ eksikliginden değil bilgi ve gerçeğin reddedilmesinden ileri gelir. Yani, insanlar bilmeseler bile bir şeyi biliyor ve anlıyormuş gibi davranmaya başladıklarında cehalet ortaya çıkar. Cehalet bir toplumun ya da ulusun henüz anlamadıkları konularda cevaplanmamış soruları olduğunu kabul etmek yerine uzman görüşünü ve güven tiyatrosunu takdir etmeyi ve moronların afra tafralarını alkışlamayı seçtiğinde hüküm sürer. Çünkü sömürülen benlik için hiçbir şey, bilmediğini kabul etmekten daha kötü değildir. 
Bütün uluslar tarih boyunca bu korkunç zafiyete yenik düştü…
Ek olarak, bu cehalet sadece doğuştan gelen bir hastalık değil aynı zamanda kolayca sömürülen bir hastalıktır. Eleştirel düşünmeyi ve etrafımızı detaylı bir şekilde incelemeyi reddettiğimizde, etrafı uzun otların arasında saklanan yırtıcılarla kuşatılmış ceylanlara dönüşürüz. Ve tıpkı aramızdaki yırtıcı bireyler gibi üzerimizde de kendilerini yüce gönüllü politikacılar ve finans uzmanı olarak kamufle eden yırtıcı oligarklar da vardır.  Normal yırtıcılardan korkuyor, yerleşik yırtıcıları koruyucu, kurtarıcı ve ortak olarak evlerimize davet ediyoruz. 
Cehalet hastalığı bizi Ebola virüsü de dahil olmak üzere birçok başka vebaya karşı savunmasız bırakıyor.  Düzenin tabiri ile Ebola salgınını ele alırsak kendimizi savunmasız bırakmış oluruzİnsanlar en kötüsünün kendi başlarına gelmeyeceğini varsaydığında, tarih bize bunun kaçınılmaz olduğunu gösterir.
Teksas, Dallas’ta yakın zamanda Ebola ile enfekte olmuş bir hastanın ortaya çıkması, halk arasında ciddi bir endişeye yol açtı. Fakat ana akım medya, Hastalık Koruma ve Önleme Merkezi ve Beyaz Saray’ın çabaları ile birlikte vatandaşların tepkilerini bastırdı. Düzenin baskın sesine bakılırsa endişelenecek hiçbir şey olmadığını, ABD’de herhangi bir salgın olsa bile çok iyi hazırlanmış olan tıbbi müdahale ekipleri tarafından hızlı bir şekilde kontrol altına alınabilecek.
Her şeyden önce, ABD sınırları içerisinde Ebola ile enfekte olmuş bir hastanın varlığı, politikalar ve prosedürler değişmediği sürece, yakın zaman içinde başkalarının enfekte olmasının da mümkün olduğunu gösteriyor.
Anladığım kadarı ile, hükümetin salgın bölgelerinden ABD’ye girenleri karantina altına almak, Ebola salgınının görüldüğü ülkelerden serbest girişleri engellemek, hastaneleri düzgün bir şekilde hastalığı tanımaya yönelik eğitmek ya da en azından fark yaratmak adına Ebola kapımıza dayanmadan kitlesel kaynakları hastalığın ortaya çıktığı sıcak noktalara aktarmak gibi tedbirler almaya niyeti yok. 
İkinci olarak, düzenin Ebolanın davranışı ve tehlikeleri hakkında halka doğru bilgi vermek gibi niyeti de yok. Bazı önemli şehir hastanelerinde çalışanlar da dahil olmak üzere, sağlık sektöründen konuştuğum kişiler CDC’nin salgının boyutlarını değerlendirme konusunda samimi olmadığı konusunda benimle hemfikir. Mesela, CDC halka sürekli olarak Ebola’nın ”hava kaynaklı” bir hastalık olmadığını söylüyor ve bu bilimsel çerçevede teknik olarak da doğru. Fakat bunun esasında “damlacık kaynaklı” bir hastalık olduğunu, yani enfekte bir öksürük veya hapşırma ile hava aracılığı ile taşınabileceğini belirtmeyi unutuyorlar. Bir uçağın dar köşeleri, damlacıkların ve partiküllerin saatler boyunca hava ve oksijen aracılığıyla ileri geri hareket ettiği mükemmel bir petri kabı oluşturur. Ebola’nın yayılması CDC’nin iddia ettiği gibi hiçbir yerde kontrol edilebilir değildir.
Bana Ebola gibi yıkıcı bir virüs salgını karşısında coğu hastanenin tamamen hazırlıksız olduğu söylendi. Standart eğitimler ya çok azdır ya da hiç gerçekleşmemiş ve bazı tesisler sadece acil durumda uygulanacak prosedürlerin listesini hazırlıyorlar. Teksas, Dallas’ta gördüğümüz üzere, hasta bakım zincirindeki insan hatası sıklıkla ortaya çıkıyor ve bu hatalar hastane ortamında çok daha büyük bir enfeksiyona yol açabilir.
CDC ve WHO’nun Liberya gibi ülkelerdeki çabaları bugüne kadar gevşek ve tesirsizdi. Ve insan sorguluyor neden milyarlarca dolarlık bütçeye sahipler? Çok net bir şekilde tehlikeli bir salgın olduğu ortada olan Ebola’ya karşı emsalsiz bir darbe indirmek için kullanılmıyorsa, nereye gidiyor bütün bu sermaye ve kaynaklar? Virüsün ortaya çıktığı yerde yokedilmesinden ziyade neden çoğalmasına izin verilmektedir? Afrika’da ölümler yaşanırken son aylarda  CDC’nin bütün gücü neredeydi?
Hükümetin, herhangi bir hükümetin meşru görevi, insanların kendi yaşamlarını sürdürme hakkını, özgürlüğünü ve mutluluğunu garanti altına almaktır. Bence ölümcül virüslerin yayılmasını durdurmak da bu kategoriye giriyor.  Hükümetimizin YAPMASI GEREKEN tek iş bu ve bunu yapmayi reddediyor. Neden?
Geçmişte birçok kez bu noktaya değindim ve bunu burada tekrar anlatacağım: bir felaket meydana geldiyse veya bir kriz yaklaşmaktaysa, kendinize bu durumdan nihayetinde kimin çıkarı olduğunu sorun.
Konuştuğum sağlık görevlilerinin de hemfikir olduğu ve kendi araştırmasını yapacak olan herhangi birinin de aynı fikirde olacağı, hükümetimizin sert bir önleme müdahalesinin eksik olduğuna ve bunun tamamen kasıtlı olabileceğine inanıyorum. Ebola’nın yayılmasının bazı güç broker’ları tarafından özellikle istendiğine inanıyorum. Ve işte sebebi:
Mükemmel Bir Perdeleme 
Bir süredir banka kuruluşlarının yaklaşmakta olan bir ekonomik çöküşün farkında olduklarına dair uyarılar yapıyordum. Aslında, bunun gerçekleşmesi için herseyi de yaptılar. Bu çöküş, araştırmama göre, seçilmiş üst düzey birkaç seçkin tarafından yönetilen ve merkezileşmiş gerçek anlamda küresel bir ekonomik sistemin temellerini atacak yeni bir Bretton-Woods türü uluslararası anlaşmanın yolunu açma vazifesi görecek. Söylemeye gerek yok ki, uluslararasılaşmacılar[1] bu felaketin sorumluluğunu üstlenmeyecektir.
Bölgesel veya daha geniş savaşlar, terörizm, siber saldırılar vb kitlelerin kafasını karıştırmak için kullanışlı araçlardır ve ekonomimizin nihai çöküşü için günah keçisi olarak kullanılabilir. Bununla beraber, viral bir salgın tüm işlevsellik bakımından bunların hepsine üstün gelir. Diğer tüm trajediler kolaylıkla ilk "domino" veya (Rand Corporation'ın adlandırdığı biçimiyle) "kilit taşı" olan Ebola salgınına bağlanabilir; ancak, strateji bundan daha derindir...
Doğanın Bir Eylemi
Her ne kadar pek çok kişi hükümetlerin on yıllardır biyolojik silahlar üzerinde çalıştığından gayet iyi haberdar olsa da siyasal liderliğin bunları, bırakın korumakla yükümlü olduğu insanlara karşı kullanmayı, herhangi bir biçimde kullanacağını pek az insan düşünür. Hükümetimizin Ebolaya karşı rahatlığına ve eylemsizliğine rağmen pek çok Amerikalının genel kanısı herhangi bir viral salgının insan yapımı değil doğanın bir ürünü olacağı yönünde. 
Doğanın eylemi ortalama insanı kolayca isyana sürükleyecek şeyler değildir. İnsanlar daima hükümetlere ve yozlaşmış despotlara isyan eder ama vebaya etmez. Eğer bir viral salgın darbe vurursa, bir hükümetin bu olayın ardından yapacağı hemen hemen her şey, ne kadar yozlaşmış veya yok edici olursa olsun, daha fazla sayıda insanın daha büyük iyiliği için gerekli olduğu iddiasıyla rasyonalleştirilebilir. Eğer birileri isyan ederse, bunlar hükümetin salgının yayılmasını önleme çabasına zarar veren ve haliyle, ardından gelecek kitlesel ölümlerden kısmen sorumlu olan katışıksız caniler olarak yaftalanacaktır.  
Viral bir salgın esnasında, hükümet anne, baba, hemşire ve koruyucu olur. Ne kadar yozlaşmış olursa olsun pek çok insan, hastalık hakkında hiçbir bilgisi olmadığında, güvenlik ve rehberlik için önce ona bakacaktır. Anlamadıkları şu ki, korkacaklar ve korku her zaman cahilleri tiranların kollarına iter. Şu da göz önünde bulundurulmalıdır ki pek çok küreselci öjenik [insan neslinin ıslahına dönük bir] ideolojiye yönelir ve nüfusun azaltılmasını destekler. Bir salgın bu arzuya gayet iyi yanıt verir. 
Rasyonalleştirilmiş Ekonomik Çöküş
Ebola kabusunun ardından gelecek bir ekonomik çöküşü kim sorgular ki? Kim bir şeyler almak ya da satmak ister? Kim bir işlem yapmak üzere yabancılarla temas etmek ister? Hatta kim evden çıkar? Birinci dünyadaki [merkez kapitalist ülkelerdeki] ebola tedavisinin finansal ve daha temiz bir genel sağlık çerçevesine ilişkin avantajları vardır, peki ya aynı anda bir ekonomik gerileme ortaya çıkarsa? Amerika bir anda üçüncü dünya statüsünü ve bununla beraber çok büyük ebola ölüm oranlarına yol açacak tüm sağlığa zararlı koşulları deneyimleyebilir.
Hazine, çalışma bakanlığı ve ABD Merkez Bankası istatistikleri çarpıtmak ve piyasaları trilyonlarca dolar para sürerek manipüle etmek için epey çaba harcadı. İşsiz kalan Amerikalıların tarihi rakamlara ulaşmasına, ticaret ve üretim istatistiklerinin çökmesine ve ABD’nin küresel “de-dolarizasyon”un sınırında bocalamasına rağmen, toplumun büyük bir bölümü ekonomik toparlanmanın gerçekleştiğine ikna edildi. Anlamadıkları şey mali çöküşün kaçınılmaz olduğu ve borsadaki yükselen rakamların insanların dikkatini dağıtmak üzere tasarlamış bir sirk olduğudur. 
Daha yumuşak veya kontrollü bir viral senaryoda bile, menkul kıymetler hiç şüphesiz batacak. Bu iflas her durumda gerçekleşecek. Doğanın bir eylemi olan Ebola, tüm bu felaketlerin günah keçisi olurken bu yıkımı yaratan uluslararası bankalar kendini temize çıkaracak.
Rasyonelleştirilmiş Seyahat Kısıtları
Muhalif grup ya da fikirlerin yayılmasını önlemek için kitlesel bir hareketi [eve] kapatmak [lock down-sic] istiyorsanız, bunun ölümcül bir virüsün yayılmasını önlemek adına olduğunu iddia etmekten daha iyi bir yol düşünemiyorum. Hükümetimiz ve dünyadaki sağlık uzmanları Ebolaya umursamaz[2] bir tutumla yaklaşıyorlar, çünkü önlemek planın bir parçası DEĞİL. Ebolanın ülkemizde etkisini ciddi biçimde gösterdiği moment onların da nihayet katı tedbirler almaya karar verecekleri an olacaktır. Öncesinde asla güvenlik altına almayacakları sınırlar, birdenbire sizler ve benim için geçilemez olacaktır. Dahası, eyaletler ve belki şehirler arasında seyahat etmek sıra dışı bir biçimde zorlaşabilir. “Belgeler lütfen…” küçük memurların yeni parolası olabilir.  
Zorunlu Sağlık Tedbirleri 
Ebola aşısı bir şekilde birdenbire piyasada belirirse şaşırmayın, durum trajik bir hal almaya başlıyor demektir. Benzer şekilde, bahsi geçen aşının daha fazla insanın hasta olmasına yol açacak bir düzmece olduğu ortaya çıkarsa buna da şaşırmayın. Özellikle CDC [Hastalık Kontrol Merkezi] veya FEMA [Federal Acil Durum Yönetim Kurumu] tehlikeli madde kuruluşlarında tedavi olmanın önkoşulu olarak zorunlu aşı uygulaması olacağını bekleyebilirsiniz. Bu kuruluşların hastalar için sakince ölecekleri gözlerden uzak hapishanelerden başka bir şey olmayacağını bekleyebilirsiniz. Her Amerikalının (virüs bir kez yayıldıktan sonra) hava alanı seyahatinden başlamak üzere biyometrik verileri dikkatli biçimde depolanarak test edileceğini ve izleneceğini bekleyebilirsiniz. Halk [vücudunda açılan] deliklerdeki kanamayı durdurabileceğini ve karaciğer yetmezliğinden ölümünü önleyebileceğini düşünürken totaliter sağlık kanunları açısından istismar seçenekleri sınırsızdır. 
Rasyonelleştirilmiş Sıkıyönetim 
Bazı Amerikalıların sistem tarafından itilip kakılmaktan, yaftalanmaktan ve göz altına alınmaktan hoşlanmadıklarına karar verdiklerini varsayalım. Lanet olsun Ebola’ya deyip karşı koymaya karar verdiklerini hayal edin. Zaten çetin olan bir savaş, nüfusun büyük bölümünün sizin Ebolanın yayılmasını hızlandırmak isteyen bir canavar olduğunuzu düşünmesiyle epik bir mücadeleye dönüşür. Cahil tarihin genel anlatısında fazla yer kaplamayacaktır; ancak onların tamamı şeytani mikropları birer tehdit olarak görürken bazılarını gelecekteki daha büyük tehlikeden (küreselciler) haberdar etmek zordur. Uluslararasılaşmacıların yükselişi karşısında, benim gib, mücadele etmeyi planlayanlar yarın yanımızda olacak kişilerin bugün uyandırmayı başarabildiğimiz kişiler olacağını kabul etmelidir. Sıkı yönetim, geri kalanlar tarafından hoş karşılanacaktır. 
Uluslararası Yanıt
Büyük bir salgın esnasında bir uluslararası yanıt neredeyse kesindir. Egemenlik çamur içinde debelenecektir. BM ve DSÖ ekipleri ve belki de ordular ABD’ye dönük bir yardım paketinde yer alacaktır. Küreselcilerin barbarlığa ait ulusal ve bireysel egemenliği aşıp Ebola virüsünü (elbette milyonlarca ölümün ardından) yenerek, ve küresel yönetişimin “anka kuşu”nu küllerinden doğurarak, “insanlığı nasıl kurtardıklarını” anlattıkları şu onurlu propagandayı bir düşünün. Eğer başarırlarsa tarih kitaplarının önümüzdeki birkaç yüzyılda neler yazacağını hayal edin. 
Ne yapmalıyız?
Bunun sihirli bir reçetesi yok. Asla olmadı ve olmayacak. Böyle reçeteler arayanlar fena halde hayal kırıklığına uğrayacak ve bir kolay çözüm arayacak çok fazla zaman kaybedip hazırlıksız yakalanacak. İnsan grupları için tek yanıt kendi kaderlerini ellerine almak ve olabildiğince kendi kendine yeter hale gelmek. Bu, mahallelerin, semtlerin ve şehirlerin öylece oturup hükümet yetkililerinin onları kurtarmasını beklemek yerine kendini bir salgına karşı hazırlamak için gerekli tedbirleri şimdiden alması anlamına geliyor. 
Ebola tedavileri pek çok durumda hayati sıvıların, elektrolitlerin ve plazmanın, hastanın vücudu virüse karşı bir bağışıklık oluşturana kadar arttırılmasından başka bir şey olmaz. Virüse yakalanmadan önce daha güçlü bir bağışıklık sistemi olanların hayatta kalma ve hastalığı yenmeleri daha olası. Hükümetin sağlık hizmeti, büyük ölçüde, pek çok insanı hiçbir biçimde KORUMAYACAK. Yani, hayatta kalmanız size ve bağışıklık sisteminize bağlı, hükümete değil. Teması önlemeye çalışan ve bireysel bağışıklığı güçlendiren toplulukların herhangi bir hükümet kuruluşuna gitmeye kıyasla daha yüksek bir hayatta kalma şansı olacak. Hükümete ihtiyaç yok, zaten genellikle virüsün kendisinden daha büyük bir tehlike olur. Beraber çalıştığı ve sohbet ettiği gruplar, birçoğunda kendi doktor ve hemşireleri de bulunmak üzere, salgınla mücadele planları geliştiriyor. 
Sizi kurtarması için sisteme ihtiyacınızın olmadığını kanıtlayabilirseniz, sistemin sizi kontrol etme motivasyonu zayıflayacaktır. Cahil, yine de bizi çabalarımızdan dolayı şeytanlaştırmaya çalışacaktır; ama böylesi bir fırtına karşısında tüm sahip olduğumuz kendi kendine yeterliliktir. Eğer, sistemin kurtaramadığı yerde insanları kurtararak kendi başarılı sağlık standartlarımıza ait örnekler oluşturabilirsek akıntıyı tersine çevirebiliriz. 
“An Ebola Outbreak Would be Advantageous For Globalists” başlıklı yazının orijinaline bağlantıdan ulaşılabilir.



[1] Yazar, “globalist” (küreselci) ve “internationalist” (uluslararasılaşmacı) kavramlarını ABD siyasi ve iktisadi seçkinleri arasında küreselleşme süreçlerinden kazançlı çıkan ve bu çerçevede iktisadi ve siyasi süreçleri manipüle eden iktidar fraksiyonlarına referansla kullanmakta, bunlar karşısında daha ulusal korumacı refleksleri savunmaktadır. 
[2] Nonchalance: “Umursamazca soğukkanlı” veya “umursamaz bir soğukkanlılıkla” olarak da çevrilebilir. Bu, Trump’ın bugün takındığı tutumu oldukça iyi ifade eder. Çev. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder