27 Kasım 2016 Pazar

Uçuşa yasak, güvenli ve insani bölgeler; ama Suriye’de değil ABD’de

Kevin Martin - Çeviri: Ulaş Taştekin

Seçimin ardından başkan seçilen Donald Trump, yabancı düşmanlığına, ırkçılığa, kadın düşmanlığına ve korkuya başvuruyor ve uçuşa yasak bölge, güvenli ve insani bölgeler uygulanabilirlik kazanıyor; ancak bütün bunlar Suriye’de değil, ABD’de gerçekleşiyor.





Ülkedeki, bölgedeki ve dünya çapındaki korkunç sonuçlarıyla Suriye’deki katliam, insanların korkunç şekilde acı çekmesine son verilmesi adına acil müdahale gerektiriyor. Ne yazık ki, bazı iyi niyetli, ilgili insanlar ABD askeri angajmanının yoğunlaştırılmasını savunuyorlar. Bu, ölümlerin, yıkımın ve acının azaltılmasını sağlamak yerine bunları arttıracaktır. Bazıları tarafından başkanlık seçimi kampanyaları esnasında öne sürülen uçuşa yasak bölge, güvenli bölgeler, insani bölgeler gibi insani müdahale önerilerini reddetmenin birkaç gerekçesi var.
Seçimin ardından başkan seçilen Donald Trump, yabancı düşmanlığına, ırkçılığa, kadın düşmanlığına ve korkuya başvuruyor ve uçuşa yasak bölge, güvenli ve insani bölgeler uygulanabilirlik kazanıyor; ancak bütün bunlar Suriye’de değil, ABD’de gerçekleşiyor.
  • Uçuşa yasak bölgeler: Trump’a oy vermeyen şehirler (yani pek çok şehir), Trump ve Başkan Yardımcısı seçilen Mike Pence içinde seyahat ederken Air Force One [ABD Başkanlık Uçağı] için hava sahalarını uçuşa yasak bölge ilan etmeliler. Buralarda yaşayanlar mecaz ya da gerçek anlamda “Kusura bakmayın, şehrimizde ırkçı, kadın düşmanı, korku tacirlerini istemiyoruz” diyerek nahoş bir karşılama yapabilirler. Hava trafik kontrolörleri, yer personeli, bagaj taşıma personeli ve (eğer Trump bir Hava Kuvvetleri üssüne inerse) askeri personel, Trump’ın o şehre seyahat ettiği günlerde birlikte organize olup hastalanabilirler. Biz sadece Uçuşun Yasak olduğunu söyleyelim.
  • Güvenli Bölgeler: Trump’ın ırkçı, göçmen karşıtı, kadın düşmanı ve İslamofobik retoriği ve politikaları, hedeflenen popülasyonlar için güvenli bölgeler oluşturulmasını gerektiriyor. Yakamıza çengelli iğne takmak, kişisel dayanışmanın ifadesi olarak harika bir başlangıç ancak daha fazlasını yapabiliriz. İbadet yerleri, okullar, kamusal parklar, işletmeler ve toplum merkezleri tamamen nefretten arındırılmış bölgeler ve iltica alanları ilan edilebilir. Pek çok şehir, yerel hükümetin veya polis kuruluşunun federal Göç Kontrol ve İcra Dairesiyle (ICE) deport işlemlerinde işbirliği yapmayı reddetmesiyle halihazırda kendisini iltica alanı olarak ilan etmiş durumda. Trump rejiminden belgesi bulunmayan insanlara yönelik yeni bir tehditle bunun genişletilmeye ve güçlenmeye ihtiyacı olacaktır. Washington’da, Belediye Başkanı Muriel Bowser’in başkentin bir iltica alanı olduğu ve iltica bölgesi olan şehirlere yönelik federal fonların iptaline karşı olduğu ve risk altındaki kişi ve gruplara destek olan yerel örgütlerle bir araya geleceği doğrultusundaki tutumunu yeniden ifade etmek üzere halihazırda yaptığı bir bildirim bulunuyor.
  • İnsani bölgeler: Bunlar da şimdiden mevcut; ülkedeki pek çok topluluk yabancı düşmanı paranoyaya karşı durmaya ve bunun yerine (sıklıkla ABD’nin şiddetlendirdiği savaşlardan kaçan) mültecileri mahallerinde ve evlerinde ağırlamaya karar verdi. Eğer mülteciler seçimden sonra da ülkeye gelmek isterlerse, açık kollar, zihinler, kalpler, kapılar ve cüzdanlarla karşılanmalılar.
[counterpunch.org’taki İngilizce orijinalinden Ulaş Taştekin tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder